Monday, May 25, 2009

Beklemek üzerine 001


Bugün konumuz bu. Aslında beklemek benim için bir süredir başlıbaşına bir konu. Beklenen an’ın düşünülerek yaşamaya devam edilmesi hali belleğimi oyalıyor, aklımı çeliyor. Şöyle bir açmaz var tabii bu durumda; beklemek ve devam etmek eylem olarak birbirinin zıttı gibi gözüküyor, ama sürekli bir bekleme durumunda bu iki eylem birbirini tamamlar bir hale dönüşüyor. İçiçe geçiyor. Beklenen kişi veya durum ne ise hayatın merkezine oturuyor ve günlük eylemler sırasında hareket ederken aynı zamanda durağan bir insana dönüştürüyor. Susayıp su içiyorsunuz, o sessizlik durumunda beklenen ile ilgili farkındalık halindesiniz. Biriyle konuşuyorsunuz, hop dönüşme gerçekleşiyor, beklediğiniz ne ise sizinle beraber muhabette. Trafikte, aile ziyaretlerinde, ders anlatırken, yemek yerken, film seyrederken, müzik dinlerken tüm yapmanız gerekenleri yapıyor fakat bir yandan da bekliyorsunuz.


Şimdi, eğer bekleme hali olmasaydı, zen ustalarının dediği gibi günü, anı yaşamak daha kolay olmaz mıydı? Ama beklememek mümkün mü? Gerçekleşmesini umduklarımız var hep. Bir duruma veya birisine karşı tutkuyla bağlılık ise bir süre sonra bu bekleme durumunu diğer her türlü yaşam eylemlerinin üzerine çıkartır. Başka bir şey düşünemez olma hali ise artık yaşam eylemlerinin tamamıyla durması ile sonuçlanıyor. Bu durumda gerçeklik (?) dönüşmüş oluyor. Bekleme hali gerçek durum olarak yaşam eylemlerinin yerini alıyor. Artık gerçeğiniz durmak ki esas bekleme durumu ancak bu sayede gerçekleşebilir.


Ben bir süredir bekliyordum. Beklenenin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini bilememe halinin keyfini çıkartarak bekliyordum. Bilseydim bekler miydim?


beklemek

(nsz) 1. Bir iş oluncaya, biri gelinceye değin bir yerde kalmak, durmak: Ben de seni bekliyordum zaten. -A. Ümit. 2. (-i) Süre tanımak, acele etmemek: Bu ikramın sebebini anlamak için telaşsız bekledi. -N. Hikmet. 3. (-i) Bir şeyi, bir kimseyi gözetmek, korumak, muhafaza etmek: Eşyayı beklemek. Tutukluları beklemek. 4. Ummak: Nikâhtan bu kadar keramet bekleme! -P. Safa. 5. Karşılaşma ihtimali bulunmak: Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi. -R. Mağden. 6. Aramak, istemek: Bu tecrübeli deniz kurdunun muhakkak bir beklediği var. -F. F. Tülbentçi. 7. Oyalanmak.

Güncel Türkçe Sözlük

No comments: